Tesbih Hakkında

Tesbih Nedir?

İnce bir ipe yan yana dizilmiş 33 ya da 99 boncuk tanesinden öte bir anlam taşıyan tesbih, hem İslami ibadetin bir parçası, hem kültürel bir motif hem de estetik özellikleriyle çok özel bir aksesuar. 

Kimisi bir dua ve yaratıcıyı zikretme aracı olarak kullanıyor, bazısı delikanlılığın ve külhanbeyliğin simgesi olarak görüyor, kimi stres atma aracı olarak kullanırken, kimisi de belli başlı özellikleriyle kıymetli bir aksesuar ve koleksiyon parçası kabul ediyor. 

Anlamı, simgesi ve değeri değişse de değişmeyen gerçek şu ki; tesbih yüzyıllardır hayatımızda. 

Ortaya çıkışından beri öncelikli olarak ibadet amaçlı kullanılan tesbih, İslamiyet’te yaygın olarak 33 ve 99 taneli olarak kullanılıyor. Bunun yanında tekke ve dergahlarda, 500 ya da 1000 taneli tesbihler karşımıza çıkıyor. Farklı ülke ve kültürlerde, din ve inanışlarda ise tane sayısı değişiyor. 

Tane, nişane, durak, imame, pul, hatime, çivi gibi değişik ad ve işlevleri olan parçalardan oluşan tesbih, işlenebilen her türlü malzemeden üretilebiliyor. İşlenebilen malzemeler ise büyük çeşitlilik gösteriyor. Ağaçtan, fosilden, değerli ve yarı değerli taşların yanı sıra hayvansal malzemelerden de yapılabiliyor. Kullanılan malzeme de tesbihi yapan ustanın sanatı, el işlemeleri ya da özgünlüğü kadar tesbihin değerinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor. 

Günümüzde birçok kişinin ibadet aracı olarak gördüğü tesbih; aynı zamanda yapımı, alım-satımı, kullanımı ve koleksiyonculuğu olmak üzere birçok alanda kendi uzmanlarını yaratmış, değerli bir sanat eseri ve aksesuar olarak kültürümüzde yerini alıyor.

Tesbihi Oluşturan Parçalar

İlk bakışta sadece bir araya getirilmiş boncuklar görünse de tesbihler, bazısı detaylarında gizli bazısı da dikkatli bakınca görülebilecek belli başlı parçalardan oluşur. Hemen hemen tüm tesbihlerde bulunması genel kabul görmüş ve tesbih dünyasına özgü isimler almış öğeler söyledir:
  • Tane (habbe): Tesbihi tesbih yapan asıl unsurlardan biri olan ve yapımı büyük ustalık isteyen tanelerin çapı genellikle 4-10 mm arasındadır. Bunun yanında iri taneli tesbihler de mevcuttur ancak genellikle süs amaçlı ya da koleksiyonerlere özeldir. Küçük taneli tesbihlere ise halk arasında "Zenne-Kadın Tesbihi” denir. 
    Tesbih taneleri değişik biçimlerde yapılabilir. Şekline ve kesim biçimine göre farklı isimler alan taneler şöyle isimlendirilir: Yassıca yuvarlak (yumurta), beyzi (söbe), dolgun beyzi, yarım beyzi, şalgami (iki tarafı basık), kürevi (tam toparlak), kürevi üstüvane, fıçı, kesme (iki tarafı düz), armudi, sığırcık, arpa, ucu toparlak, fasetalı (elmas gibi tıraşlanmış). Çekim zevkine göre değişkenlik gösterse de, beyzi kesimin daha çok tercih edildiği söylenebilir.
  • Nişane (işaret/durak): 99’luk tesbihlerde, birinci ve ikinci 33’lük gruplardan sonra konulan tanedir. 99’luk tesbihlerde 2 adet nişane bulunur.  33’lük tesbihlerde ise nişanenin yerini, pul olarak tabir edilen küçük yassı, mercimeğe benzer iki tane alır. Pul, 11 tanede bir kullanıldığı gibi, imameden itibaren her iki tarafta da 5’le 6. taneler arasına da konulabilir. 
  • İmame ve düğüm tanesi: İmame, tesbihin iki ucunu birleştiren yassıca taneye verilen addır. İki yandan gelen ipler imameye, ya ortadaki tek delikten ya da alt yanlarda açılmış iki ayrı delikten sokulur ve yukarı uçta tek bir delikten çıkarılır. Bazen imamenin alt ucuna yakın boğum üzerinde torna sırasında yapılmış hareketli bir halka da bulunur. İmameden çıkan ipler düğümlenerek düğüm tanesi (takoz, kilit, fren) denilen küçük parçanın içine sıkıştırılır. Düğüm, imamenin hemen üzerinde bulunur ve yukarı kaymasını engeller.
    Tesbihin hammaddesi ile aynı maddeden yapılması esas olan imame boyunun, tesbihi oluşturan tanelerin 4-7 tanesinin boyunda olması alışılmış bir kabuldür. Tesbih ustalarının ustalıklarını gösterdikleri temel parçalardan biri olan imame, koleksiyon tesbihlerinde üzerlerindeki işlemelerin anlaşılabilir olması için daha uzun olabilir. 
  • Tepelik (Hatime):  Tesbihin ucunda püskül değil de kordon kamçı varsa, bu kamçının en üst ucunda tesbih ustasının zevkine göre yapılmış bir parça bulunur. Bu parçaya tepelik ya da hatime denir. Tepeliğin en üst ucuna çivi adı verilen bir parça ilave edilir. Kordonun ucu bu çiviye bağlanarak tepeliğe sıkıştırılır. Çivi hem tesbihin dizilmesini tamamlar hem de tepelik parçasının en üstünü zarif şekilde tamamlar. 
  • Kamçı (Püskül): İmamenin üst ucuna bağlanan ibrişimden, ipekten, gümüş ya da altın tellerden yapılmış püsküllerdir. İmame uzadıkça, tesbihler güzelleşir. Genel olarak kamçı üzerinde 3-4 adet tane bulunur. Bu taneler, tespih taneleriyle aynı formatta olmakla birlikte genellikle daha küçük çapta olurlar.

    Tesbihin Tarihçesi

    İnsanlık tarihinde ipe dizilmiş boncuklara, ibadet aracı olarak kullanılmadan çok önce de çeşitli "anlamlar” yüklenmişti. Yaşanılan dönemin koşullarına göre avda şans getirmesi, savaşta düşmandan koruması, zaman zaman hastalıktan korunmak için muska ya da nazarlık niyetiyle kullanıldığı bilinmekteydi. Ancak, tesbihlerin en kalıcı şekilde insan hayatına girişi din aracılığıyla oldu.

    Ortaya çıkışı ve yaygınlaşması konusunda çok çeşitli kaynaklarda muhtelif bilgiler yer alsa da, ilk tesbihlerin Budizm ve Hinduzim inancında kullanıldığı genel kabul görmüş bir bilgidir. Tesbih kullanımı Hindistan'dan doğuya, oradan Ortadoğu'ya, en sonunda da Avrupa'ya yayılmıştır. Ve yayılım gösterdiği her coğrafyanın dinlerinde; Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm'de duaları ve dualar arası bölümleri saymak amacıyla kullanılmıştır. 

    İnanç ve Tesbih

    Resim
     
    Çok çeşitli özel maddelerden yapılmış belirli sayıda boncukların, ipe dizilip ibadet ederken kullanılması; tesbihin ortaya çıkış noktasının ve insanoğlunun inanış biçimleri ile sıkı ilişkisinin en önemli göstergesi. 

    Kaynaklara göre, ilk olarak Hindu inanışında görülse de hemen hemen tüm dinlerde ibadetin bir parçası olan tesbih, İslamiyet, Hıristiyanlık, Musevilik, Hinduzim ve Budizm inançlarında önemli bir yere sahip.  Hemen hemen tüm dinlerde temel olarak yaratıcı ile bağ kurma ve ona ulaşmanın bir aracı. Yüzyıllar içerisinde ve günümüzde, ibadet dışında farklı amaçlar için kullanılsa, kültürel anlamlar yüklense de inanç dünyasındaki yeri değişmez şekilde varlığını koruyor. 

    İslamiyet’te Tesbih 
    İslamiyet’te, namaz ibadetinden sonra tesbih çekilir. Namaz sonrası dua ederken çekilen tesbih, ibadetin tamamlayıcısıdır. Aynı zamanda ibadet edenin şaşırmasını önleyen önemli bir aracıdır. Çünkü Namazdan sonra okunan dualar sırasında 33’er kez "Sübhanallah", "Elhamdülillah" ve "Allahüekber" denir. Tespih öncesinde Müslümanlar dualarını okurken şaşırmamak için ellerindeki boğumları sayma yolunu denemişlerdir. Normal bir insan elinde 14 boğum olduğu kabul edilerek dua sırasında başparmak iki kez bu boğumlar üzerinde dolaştırılmış, ardından küçük parmağın üç, yanındakinin iki boğumu da işaretlenince 33 sayısı hesaplanmıştır.

    Farklı kaynaklarda ise ibadet esnasında 33 küçük taş parçası ya da benzer maddelerin bir tarafa konduğu; dua sırasında bunların sayılarak diğer tarafa aktarıldığı ve bu şekilde ibadetin tamamlandığı bilgisi yer almıştır. Bu gibi farklı yolların denenmesi sonrasında yuvarlak boncukların ipe dizilip sayılması ile ilk tesbihler de ortaya çıkmıştır. 

    İsamiyet’te dinsel amaçlı olarak kullanılan tesbihler, yaygın olarak 99’luk tesbihlerdir. Esma’ül Hüsna’da geçen Allah’ın 99 güzel adını zikretmeye dayanan bu tesbihlerin yanı sıra, 33’lük tespihler de kullanılmaktadır. 99’luk tesbihlerde, her 33 tanenin arasında takılan ve bunları birbirinden ayıran taneye "nişane”, ipin iki ucunu bir araya getiren uzun yassı taneye ise "imame” denir. İmamenin tepesine takılan ve nişane’ye benzeyen fakat deliği ikili olan parçaya ise "tepecik” adı verilir. Bunun yanında 500 ve 1000 taneli tesbihler, daha çok tekke ve dergahlarda "zikir tesbihi" olarak kullanılmıştır. 

    Her kültürde farklı sayıda taneler 
    Tesbih; Hıristiyanlık, Hinduizm, Bahailik ve Yahudilik’te de ibadet aracı olarak kullanılır. Yapımında kullanılan malzeme gibi, tesbihi oluşturan tanelerin sayısı da dinlere, ülkelere ve mezheplere göre değişkenlik gösterir. 

    İslami inanışta yaygın olarak 99’luk ve 33’lük tespihler kullanılırken Budizm ve Hinduizm’de tesbihler 108 ya da 27 tanelidir. Yine Hindistan’da yaygın olan Sih inanışında da tane sayısı 108’dir. "Dünya vatandaşlığı” idealine sahip Bahailik inanışında ise 95 taneli tesbihler kullanılır. Yunanlıların tespihlerindeki tane sayısı ise 17 ve 21’dir. 45 taneli tesbihler, İran'da ve Arap ülkelerinde yaşayan Şiiler’de kullanılır.

    Tesbih Adabı

    Gündelik yaşamımızla bütünleşmiş, kimisi için vazgeçilmez bir stres atma aracı, kimisi için fiyakalı bir simge, kimisi için ise şifalı bir aksesuar olan tesbih, yüzyıllara dayanan köklü bir geçmişe sahip. İnsanoğlunun yaşamında hem tarihi hem de manevi değeri ile hatırı sayılır bir yeri olan tesbihe atfedilen "adab kuralları” da bunun en önemli göstergesi. Ancak bugüne kadar hakkında birçok eser verilen tesbihin adab kuralları pek bilinmiyor. İşte Tesbih Adabı’nın herkes tarafından bilinmeyen görgü kuralları hakkında yazılmış kıymetli bir yazı:  

    Tesbih çekmek
    "Tesbih, ipe dizilmiş 33 tane boncuktan çok ötede bir anlayışı ifade ettiğinden, taşıması, çekmesi, bir başkasına verilmesi, alınması derin bir görgü gerektiren bir objedir. Tesbih adabında cepten çıkarılıp çekilmeye başlanmaz.  Cepten çıkarılan tesbihin imamesi sol elin avcu içerisinde tutulur ve sağ elle tesbih sıvazlanır. Sağ elle sıvazlanırken bittiği yerden tutulur sol elle imameye doğru sıvazlanır. Bu tesbihi sevmenin bir göstergesidir. Birkaç kez yinelenir. Sonrasında usulca çekmeye başlanır.

    Bir başkasına verirken iki el tesbihin altına yastık yapılarak, vermekten öte sunulur. Karşı taraf da tesbihi aynı özenle iki eliyle alır ve tesbihi az önce anlattığım gibi önce bir sever sonra çekmeye başlar. Bir başkasından tesbihini istemenin yolu "hacı iki de biz sallayalım şunu" şeklinde değildir. "Biraz da ben dolaşayım" denir. Tesbih esasında çekilmez, ruh ve beden tesbihin üzerinde dolaşır. Bunu hissederek istenir ve hissedene verilir.


    Tesbih ustasının emeği
    Tesbihin ustasının üzerindeki emeği helal edilir. Çünkü gerçek anlamda sözünü ettiğimiz tesbih, fabrikasyon, plastik tesbihler değil. Genelde kemane tezgahlarda yapılan ve hammaddesi Afrika’nın zehirli ağaçları olan tesbihler. Dolayısıyla pek çok tesbih ustası bu zehirli ağaçların talaşını solumaktan erken yaşta vefat eder ve yine pek çok tesbih ustası zehirleneceğini bile bile tesbih yapmaya devam eder.


    Kehribar tesbih en değerlisi...
    Tesbih genelde yılan ağacı, öd ağacı, ateş ağacı, sandal ağacı gibi ağaçlardan yapılsa da en değerli malzemesi kehribar denen çam reçinesinin fosilleşmiş halidir. Bunun dışında en önemli malzemelerden biri de mamut dişidir. Kehribar ve mamut dişi genelde Rusya'da bulunan malzemeler olduğundan, Sovyetlerin dağılışının ardından Türkiye'ye bol bol getirtilmiştir. Mamut ve kehribar gibi az bulunan malzemelerin yanı sıra has tesbihler gergedan boynuzu ile kaplumbağa kabuğundan yapılır. Tesbih yapmak için gergedan vurmak ya da kaplumbağa katletmek elbette caiz sayılmaz. Ancak gergedan boynuzundan yapılmış bir tesbihin gergedanı, kaplumbağayı ya da mamutu tesbihte yaşattığına inanılır. Belki de milyonlarca yıl önce ölmüş bir hayvan, Allah ve kul arasında yaşamına devam eder. Sonuçta tesbihe saygı duymanın en büyük gerekçelerini sıralayacak olursak,

    Allah ve kul arasında bir köprü, uğruna ölen bir usta ve tesbihte var olan bir canlı, tesbihin yalnızca erbabının kullanabileceği ağırlıkta olduğunun göstergesidir.”

    Rüyada Tesbih Görmek Hangi Anlamlara Gelir?

    Resim
     
    Çeşitli şekillerde zaman zaman rüyalarımıza giren tesbih, genellikle olumlu olarak yorumlanan bir objedir. Çeşitli rüya tabiri ve yorumlamalarında muhtelif anlamlarla karşımıza çıkan tesbihin, rüyada görülme şekline göre de anlamı değişir. Rüyada tesbih görmenin türleri ve belli başlı yorumları ise şöyle:

    Rüyada tesbih ettiğini görmek ne anlama gelir?
    Rüyada tesbih ettiğini görmek, saliha bir kadına, helâl kazanca, nimet ve berekete, izzet ve şerefe ve faydalı askerlere delâlet eder. Aynı zamanda, çok güzel haberler alınacağına işaret eder. Rüyasında tesbih gören kişinin hayırlı bir evlilik yapacağına ve mutlu olacağına inanılır. Rüyada tesbih görmek, hayırlı rüyalar arasındadır, mutluluk ve sevincin habercisidir. Rüyasında tesbih gören kişinin işleri ters gidiyorsa, aniden düzeleceğine ve her şeyin yoluna gireceğine delalet eder. 

    Rüyada tesbih gören kişi bekar ise, kısmetinin açılacağı şeklinde yorumlanır. Rüyada tesbih gören kişinin sıkıntıları varsa, bir yardım alacağına ve işlerinin yoluna gireceğine işaret eder. Rüyada tesbih gören kişi bir kadın ise, hayırlı bir kısmet bulacağına, erkek ise yakın zamanda eline bir miktar para geçeceğine işaret eder. Tesbih helal kazanç ile yorumlanır. Rüyada tesbih ettiğini görmek ise, mümin olmanın alametidir.

    Rüyada "Sübhanallah, Sübhanallah!” diyerek tesbih ettiğini görmek ne anlama gelir?
    Rüyada "Sübhanallah, Sübhanallah!” diyerek tesbih ettiğini görmek, üzüntülü için feraha, hapis için kurtuluşa, hasta için şifaya, korku halinde olan için de emniyete delâlet eder.

    Bir kimsenin rüyada farz namazı kılıp, ardından tesbih, teh-lil ve tekbir ettiğini görmesi ne anlama gelir?
    Bir kimsenin rüyada farz namazı kılıp, ardından tesbih, teh-lil ve tekbir ettiğini görmesi, borç ve sıkıntıdan kurtulmasına, nezir ve ahdini yerine getirmesine, af ve mağfirete mazhar olmaya delâlet eder. O kimsenin şifa bulup iyileşeceğine, eğer tutuklu ise tahliye edileceğine, eğer işsiz ise birilerinin vasıtasıyla bir işe yerleştirileceği şeklinde yorumlanır.

    Rüyada namaz tesbihi görmek ne anlama gelir?
    Rüyada namaz tesbihi görmek, hayır, nimet, din ve salâha delâlet eder.

    Rüyada tesbih aldığını veya kendisine bir tesbih hediye edildiğini görmek ne anlama gelir?
    Rüyada tesbih aldığını veya kendisine bir tesbih hediye edildiğini görmek, zikr-i cemile, güzel akıbete, hayır ile yâd edilmeye işarettir.

    Rüyada tesbih delen birini görmek ne anlama gelir?
    Tesbih delen kimseyi görmek zor işlerin kolaylaşmasına, evlenmeye delalet eder.

    Rüyada tespihin koptuğunu veya tanelerinin dağıldığını görmek ne anlama gelir?
    Rüyada tespihin kopması veya tanelerinin dağılması üzüntü verecek haberler alınacağına yorumlanır.

    Rüyada tesbih tanelerini dizdiğini görmek ne anlama gelir?
    Rüyada ipliğe tesbih tanelerini dizdiğini görmek, müjdeli haberlere ve arka arkaya gelecek kısmete delalet eder. Rüyada tesbih dizmek; zikir ve tövbe etmeye işaret olarak da yorumlanır.

    Rüyada inci ve yakut gibi değerli şeyler dizdiğini görmek, mal biriktirmeye işarettir. Ancak, bazen inci, yakut vb. kıymetli şeyler dizdiğini görmek, Allah’tan korkmaya, eşler arasındaki muhabbete ve aile saadetine işaret olarak da yorumlanır.

    Rüyada adi boncukları veya değersiz şeyleri ipe dizdiğini görmek, faydasız ilme veya yararı az olan mala işaret eder.

    Değerli Taş Tesbihler (GEM)

    Değerli taşlar (GEM), hem kendilerine has estetik güzellikleri hem de şifalı özellikleriyle ilk çağlardan bu yana insanlık tarihinde yer bulmuştur. Taşların kutsallığına, büyüsüne ve kişileri etkileme gücüne her daim inanmış olan insanoğlu, günümüze kadar da bu inanışı sürdürmüştür. 

    Değerli doğal taşlar, özellikle insan vücuduyla yakın temas haline bulunabilecek alanlarda kullanılmış, başta çeşitli zıynet eşyaları olmak üzere takılarda, aksesuarlarda ve süs eşyalarının yapımında kullanılmıştır. İşlenmeye uygun özellikleri ve yaygınlıklarına göre kendi içlerinde gruplandırılabilen taşlar, tesbih yapımı için de vazgeçilmez malzemelerden biridir. Değerli taş malzemeler, sertlik derecelerine ve doğada bulunabilme özelliklerine göre yapıldıkları tesbihin de değerini belirlerler. 

    Fosil Tesbihler

    Bir tesbihin yapımında kullanılan ve tesbihin değerini de belirleyen en önemli özelliklerden biri işlenen malzemedir. 
    Bu anlamda, oluşumu uzun yıllar süren ve nadir bulunan fosillerden yapılmış kehribar tesbih, oltu taşı tesbih ve lüle taşı tesbihler oldukça değerli kabul edilir. 

    Ağaç Tesbihler

    Tesbih yapımında yaygın olarak kullanılan malzemelerden biri de ağaçlardır. Dünyanın çeşitli yerlerinde yetişen, kimi nadir kimi yaygın bulunan ağaçlardan elde edilen malzemeden yapılan ahşap tesbihler, ağaçların birer "canlı” olması dolayısıyla özel kabul edilirler. 

    Kimi ağaçların kokusu, dokusu kimilerinin ise çeşitli şifalı özellikleri, onlardan elde edilen tesbihlere yansır. Bunun yanında malzemenin doğal ve "canlı” ağaçlardan elde edilmesi nedeniyle, hem canlılığın tesbihlerde devam ettiğine hem de tesbihi kullanan insanı iyi hissettirdiğine inanılır. 

    Ağaçlardan elde edilen tesbih türleri:

    • Abanoz Tesbih
    • Azobe Tesbih
    • Bocote Tesbih
    • Ceviz Tesbih
    • Demirhindi Tesbih
    • Elma Ağacı Tesbih
    • Gül Ağacı Tesbih
    • Kan Ağacı Tesbih
    • Kiraz Ağacı Tesbih
    • Kuka Tesbih
    • Maun Tesbih
    • Narçıl Tesbih
    • Öd Ağacı Tesbih
    • Palmiye Tesbih
    • Sandal Ağacı Tesbih
    • Yılan Ağacı Tesbih
    • Zeytin Ağacı Tesbih

    Abanoz

    Resim
     
    Abanoz, tropikal bölgelerde yetişen bazı ağaçlardan elde edilen odundur. Oldukça sert yapıdadır ve çok iyi cila tutar. En içteki öz bölümünün simsiyah olması nedeniyle birçok ülkede siyah renk anlamında kullanılır. 

    Abanozun Özellikleri
    Geniş gövdesi ve simsiyah rengi ile tanınan abanoz ağacından elde edilen malzemenin, siyaha yakın renkte ve ağır olanı "en iyi” kabul edilir. Tesbih yapımında kullanılan malzeme ise ağacın orta bölümünden 30 - 100 cm çapında kütüklerden elde edilir.

    Eski çağlardan bu yana değerli kabul edilen abanoz, pek çok kralın asa ve tahtının yapımında ve çeşitli heykellerde kullanılmıştır. Bu özellikleriyle öbür odunlara hiç benzemediği için eski çağlardan beri çok değerli sayılmıştır. Rengi, dayanıklılığı, sertliği ve iyi cila tutma özelliği dolayısıyla, uzun yıllar önce başlayan abanozdan tesbih yapımı ise günümüzde de yaygındır. 

    Abanozun Bulunduğu Yerler
    Abanoz tropik ve subtropik bölgelerin odunlu bitkileridir. Vatanı Japonya, Asya, Malezya, Amerika, Afrika, Hindistan, Sri Lanka, Doğu ve Batı Hint Adaları’dır. Bunun yanında pek çok çeşidi bulunmaktadır.

    Azobe

    Resim
     
    Afrika’nın bilinen en sert ağaçlarından bir tanesi ve çok kıymetli olan Azobe, temin etmesi güç bir ağaçtır. Türkiye’de de nadir görülen bir ağaç türüdür. Doğal yaşama ortamı, subtropikal veya tropikal nemli ova ormanlarıdır. Gana’da, Kaku adıyla bilinen azobe, yaygın olarak köprü ve demiryolu yapımında kullanılır. Tesbih yapımında ise yaygın olarak ağacın gövde kısmına ihtiyaç duyulur. 

    Azobenin Özellikleri
    Azobe ağacının gövdesi genellikle düzdür. Yaklaşık 2 cm kalınlığındaki kabuk kısmı kırmızı-kahverengi renkte olan ağacın, kabul altındaki iç kısmı ise parlak sarıdır. Genç ağaçlar altında dört metre yüksekliğindeki yeşilimsi-gri tabaka, ağaç geliştikçe pembe veya açık kahverengi olur.

    Azobenin Bulunduğu Yerler
    Azobe genellikle Kamerun, Kongo Cumhuriyeti, Kongo, Fildişi Sahili, Ekvator Ginesi, Gabon, Gana, Liberya, Nijerya, Sierra Leone, Sudan ve Uganda Demokratik Cumhuriyeti içinde bulunur.

    Bocote 

    Resim
     
    Tropikal iklimlerde görülür ve dokusu düzgün yapıdadır. İşlenmesi zordur. Bu nedenle bocote malzemenin tesbihe dönüştürülmesi de yoğun emek ister. 

    Bocotenin Özellikleri
    Çok yoğun sıkı bir ağaçtır. Güçlü ve dayanıklıdır. Set bir ağaç türüdür. Açık altın kahverengiden siyaha doğru değişken renklerden oluşur. Kabuğunda gri veya sarı ağırlıklı renkler bulunur. Dört köşeden kesildiği zaman benekli çizgili dokusu vardır.


    Bocotenin Bulunduğu Yerler
    Tropikal Amerika, Batı Meksika, Guatemala, Honduras Nikaragua, Kolombiya, Küba, Dominik Cumhuriyeti, Haiti ve Jamaika.

    Ceviz Ağacı

    Resim
     
    Ceviz, cevizgiller familyasından tek tüysü yaprakları karşılıklı dizilmiş ve aromatik kokulu ağaç türlerinin ortak adıdır. Kışın yapraklarını döken cevizin özü koyu, dış kısmı açık renkli, ağır ve güzel cila kabul eden odunları vardır. 

    Ceviz Ağacının Özellikleri
    Uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi ve meyvesi değerli bir ağaçtır. Diri odun grimsi beyaz ile kırmızımsı beyaz renkte, öz odun ağaç yaşı ve yetişme yeri ile ilgili olarak çok değişken olarak gri ile koyu kahverengi ve koyu şeritli olabilir. Öz odun orta derecede dayanıklıdır. Kalın ve sert bir tür olduğu için tesbihte işçiliği zordur. 


    Ceviz Ağacının Bulunduğu Yerler
    Doğu Amerika’da Güney Minnesota, Pensilvania, New Jersey, ve New York ve Güney Carolinas, Georgia, Florida, ve Alabama ilaveten Texas ve Kuzey Oklshoma, Kansas, Nebraska, ve Güney Dakota’ta bulunur.

    Demirhindi

    Resim
     
    Adı, Arapça’da "hint hurması” olarak bilinen tamr-i hindi'den gelen Demirhindi, 10-25 m boyunda büyük bir ağaçtır. Eski Yunanlılar ve Mısırlılar’ın Milattan Önce 4. yy’da kullanmaya başladıkları ağaç, Osmanlı tıbbı ve mutfağında da kullanılmıştır. Yaygın olarak meyvesinden faydalanılmış  ve baharat yapımında kullanılmıştır. Dayanıklı ve sert yapısıyla tesbih yapımında da çokça kullanılmaktadır. 

    Demirhindinin Özellikleri
    Ortalama 2,5-3,5 cm genişlikte, keçiboynuzuna benzeyen koyu kestane renginde meyveler verir. Ortalama ömrü 150 yıldır. Ağaçtan elde edilen malzeme açık sarıdan kemik rengine kadar çeşitli renk tonlarında olabilir. Damarlı ve desenli bir yapı gösterir. Gövdesi kalın ve sert olduğu için tesbih yapımında işçiliği zordur. 

    Demirhindinin Bulunduğu Yerler
    Özellikle Mısır ve Hindistan’da yetişen ağaç, Afrika, Hint Asya, Latin Amerika ve Türkiye’nin güneydoğu bölgelerinde görülür.

    Elma Ağacı

    Resim
     
    Gülgillerden, insan vücuduna faydalı meyveler veren Elma ağacının anavatanı Asya’dır. Dünyada en çok tüketilen meyve türü olan elmanın 25 türü ve 6 bin kadar çeşidi vardır. Türkiye’de de pek çok bölgede bulunmaktadır. 

    Elma Ağacının Özellikleri
    Boyu 7-8 m'ye kadar çıkan elma ağaçlarının, türe göre, koyu griden çok pembe renge kadar değişen silindirik muntazam gövdeleri vardır. Dalları, odun ve meyve dalı ile obur dallar olmak üzere üç gruba ayrılır. 

    Kabuğu türlerine göre kalın ya da ince ve farklı renklerdedir. Meyve türlerinin ayırt edilmesini sağlayan en belirgin özellik, kabuğun rengidir. Tesbih yapımında, ağacın gövdesi ve dalları kullanılabilir. 

    Elma Ağacının Bulunduğu Yerler
    Elmanın ilk olarak Kuzey Anadolu'da, Güney Kafkaslar, Rusya'nın güneybatısında kalan bölgeler ve Orta Asya dolaylarında ortaya çıktığı sanılmaktadır. Tüm dünyaya da buradan yayıldığı düşünülür. Türkiye’de ise Amasya, Orta Karadeniz çevresi başta olmak üzere Niğde, Nevşehir, Konya, Isparta ve Burdur illerinde yetişir.

    Gül Ağacı

    Resim
     
    Yaygın olarak bilinen ve insanoğlunun yaşamında özel bir anlamı olan güller ile karıştırılmaması gereken bu ağaç, tropikal iklimlere özgü farklı bir ağaçtır. 19. yüzyılda işlenmeye başlanan ağaç, ilk olarak İngilizler tarafından mobilya üretiminde kullanılmıştır. 

    Gül Ağacının Özellikleri
    30 metre boyunda, yaklaşık 2 metre eninde büyük bir ağaç olan gül ağacı, her daim yeşil yapraklara sahiptir. Kırmızı, pembe, mor ve kahverengi renklerde bulunabilir. Hafif bir türdür. Ahşap tesbihlere özgü olan "ip kesmeme” özelliği nedeniyle tesbih yapımında da tercih edilen bir malzemedir. 

    Gül Ağacının Bulunduğu Yerler
    Güney Amerika, Brezilya Kolombiya, Ekvador, Guyana, Peru, Surinam ve Venezuela’da yaygın olarak bulunur.

    Kan Ağacı/Paduk

    Resim
     
    Afrika kökenli, sert bir ağaç türüdür. Griden kırmızıya doğru koyulaşan renkte koyu kırmızıdır. Dokusu oldukça güzel ve düzgündür. 

    Kan Ağacının Özellikleri
    Ağacın kabuk ile öz kısmı arasında kalan 6-10 cm genişliğindeki diri odun beyazımsı ve krem renginde, iç kısmı ise kırmızımsı renktedir. Bu kısım, ağaç kesildikten sonra morumsu kahverengiye dönüşür. 

    Kan ağacı dayanıklı ve uzun ömürlüdür. Genellikle ipeksi dokuda, damarları düz sadedir. Yaygın olarak bilinen, yaşlı ağaçların daha iyi cila tuttuğudur. Bu nedenle tesbih yapımında da yaşlanma aşamasındaki ağaçlar tercih edilir. 

    Kan Ağacının Bulunduğu Yerler

    Batı Afrika, Nijerya, Kamerun, Ekvator Ginesi, Gabon, Kongo, Zaire, Angola’da bulunur.

    Kiraz Ağacı

    Resim
     
    Anayurdu Kuzey Anadolu olan kiraz ağacı, antik dönemde Yunanistan'a götürülmüş ve oradan Avrupa'ya yayılmıştır. 60-70 yıl kadar yaşayabilen, uzun ömürlü bir ağaç türüdür. 

    Kiraz Ağacının Özellikleri
    Dalları düzgün olan kiraz ağacının gövdesi düz ve diktir. Yine gövde kısmı grimsi siyah ya da donuk siyah olmakla birlikte enine çizgileri vardır. Yabani türleri 20-25 m’ye kadar boynalabilir. Yaygın olarak görülen türü ise kısa boyludur. Yay ve pipo gibi aksesuarların yapımı için de kullanılan kiraz ağacı, tesbih yapımı için de kullanılan gözde malzemelerden biridir.

    Kiraz Ağacının Bulunduğu Yerler
    Giresun, Güney Kafkasya, Hazar Denizi ve Kuzeydoğu Anadolu'da doğal olarak bulunur. Kiraz yetiştiriciliği ve üretimi olarak Afyonkarahisar ili Sultandağı ve Çay ilçeleri Konya Ereğli yöresi de çok meşhurdur.

    Kuka

    Resim
     
    Kuka, bir ağaç değil tropikal bir ağacın meyvesidir. Ve bu mevyeden yapılan tesbihlere de kuka tesbih adı verilir. Kuka, Osmanlı Devleti döneminde mikrop kırıcı özelliğinden dolayı hekimlikte sıkça kullanılmıştır. 

    Hindistan cevizine benzer. İçindeki öz kısmı ayıklandıktan sonra etli kısmı işlenerek tesbih elde edilir.

    Kukanın Özellikleri
    Kuka kaygan ve pürüzsüz yapısı ve el ile temas ettikçe renginin koyulaşması dolayısıyla tesbih yapımında kullanılan malzemeler arasında en özellikli olanlardan biridir. Ayrıca kukadan yapılmış tesbihler, oldukça hafif ve her türlü dış etkiye karşı dayanıklıdır. Bunun yanında malzemenin mikrop kırıcı özelliği de bu tesbihlerin tercih edilmesinde etkilidir. 

    Kukanın Bulunduğu Yerler
    Tropikal iklime sahip Endonezya, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerde bulunur.

    Maun

    Resim
     
    Maun, "Swietenia Mahogani” ağacının tahtasına verilen isim olmakla beraber, çeşitli türlerden koyu renkli ağaçlara verilen genel bir addır. Çok uzun boylu bir ağaç olan maun, parlak, kırmızımsı ve sert kerestesi olan büyük orman ağacıdır. Büyük tüysü yaprakları ve salkımlar oluşturan küçük çiçekleri vardır. Dayanıklı bir ahşap türü olan maun, 18. yüzyıl başlarından bu yana çeşitli aksesuarlarla birlikte tesbih yapımında da özellikle tercih edilen bir malzemedir. 

    Maunun Özellikleri
    Sert ve damarlı bir ağaçtır. Ham hali sarı olan ve sonradan koyulaşan maun, işlemesi zor olduğu için oymacılık işlerinde kullanılır. 

    Tesbih yapımında da iyi işlenebilmesi, sertliği, sağlamlığı ve rengi itibariyle aranan malzemelerdendir. İyi cila kabul eder. Maun, sadece sağlamlığından ötürü değil, zamanla biçimini değiştirmemesi özelliği ile de değerli kabul edilir. Tesbihler için koyu renklisinin daha uygun olduğu düşünülür. 

    Maunun Bulunduğu Yerler
    İlk olarak Batı Hint Adaları’nda keşfedilen maun, Amerika, Afrika ve Hindistan'da yetişmektedir. Türkiye’de ise bulunmaz.

    Narçıl

    Resim
     
    Narçıl, bir dönem, Hindistan’da bol miktarda yetişen büyük cins Hindistan cevizinin kuruyup koyulaşan sütüne verilen isimdir. Dünyada yalnızca Hint Okyanusun’da yetişen ve on yılda olgunlaşan bir tür Hindistan cevizinin katılaşmış süte benzer özüdür. Narçılı oluşturan meyve aynı zamanda dünyanın en büyük meyvesi (20-25 kilo) olarak da bilinir. 

    Narçılın Özellikleri
    Narçıl, günümüzde nadir olarak bulunsa da özellikle çekimi çok hoş olduğundan tesbih yapımında kullanılmaktadır. İlk işlendiğinde süt beyaz renkte olan narcıl, zamanla gri tonlarına doğru renk değiştirmektedir. Malzemenin nadir bulunması, narçıl tesbihleri de özel kılar. 


    Natçılın Bulunduğu Yerler
    Yalnızca, Hint Okyanusu’ndaki Seychelles Adalarından Praslin’in bir vadisinde yetişir.

    Öd Ağacı

    Resim
     
    Tropik bölgelerde yetişen, dini törenlerde yakılan ve yanarken güzel koku veren, odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç türüdür. Sarısabır olarak da bilinir. Bitkinin yaprakları birer rozet görünümünde, topraktan yayvan bir şekille çıkarak yukarı doğru bükülürler. Çiçekleri sarı veya kırmızıdır.

    Öd Ağacının Özellikleri
    60 cm gövde çapına sahip ve 40 metre kadar uzayabilen ve her daim yeşil, büyük bir ağaç türüdür. Kesilmiş, esmer odun taneleri halinde satılır. Değerli kerestesi kahverengi, mor, esmer hatta vişneçürüğü olabilir. Ağacın belirgin özelliği koyu kahverengiden menekşe rengine doğru değişen damarları ve çizgileridir. Oldukça dayanıklı ve sağlamdır. Ağaçtan elde edilen ahşabın özgül ağırlığı yüksektir. Öd ağacı tesbihler, çekildikçe parlar ve rengi koyulaşır. Ahşap çok sert olduğu için, tesbih yapımında usta işçilik gerektirir. Baharlı, hafif bir kokuya sahiptir ki bu koku zencefile benzer.

    Öd ağacından yapılan tesbihler, malzemenin hoş kokusuna da sahip olduğundan özelliklidir. 

    Öd Ağacının Bulunduğu Yerler
    Daha çok Afrika, Suriye, Arabistan ve Güney Avrupa’da yayılış gösterir. Buna karşılık ılıman bölgelerde, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Özellikle Keşmir, Çin, Afrika, Suriye, Arabistan, Güney Avrupa’da ve Türkiye’nin Antalya şehrinde görülmektedir.

    Palmiye

    Resim
     
    Tropik iklimlerde yetişen ve hoş görüntü oluşturan ağaçların ortak adıdır. Birçok türü vardır. Daha çok Akdeniz ülkelerinde bir süs bitkisi olarak yetiştirilen palmiyeler, kozmetik, içecek ve çeşitli eşya yapımında kullanılır. 

    Palmiyenin Özellikleri
    Konik gövde yapısına sahip palmiyelerin hemen hiç dalları yoktur. En büyükleri 30 metreye kadar yükselebilmektedir. Özellikle tesbih yapımında aranılan bir malzeme olan palmiye ağacı kadifemsidir. Palmiye tesbihler eldeki mikropu temizleme özelliğine sahiptir, dezenfekten görevi görür.

    Palmiyenin Bulunduğu Yerler
    Yaygın olduğu yerler Asya, Amerika, Büyük Okyanus Adaları ve Afrika'dır.

    Sandal Ağacı

    Resim
     
    Sandal ağacı Santalaceae familyasından tropikal, 100 yaşına kadar yaşayabilen, uzun ömürlü bir ağaçtır. Hoş bir kokuya sahiptir. Son yıllarda yoğun ağaç kesimi nedeniyle tehlike altında olduğu bilinmektedir. 

    Sandal Ağacının Özellikleri
    Boyu 4 ila 9 metre arasında değişen sandal ağacı, oldukça uzun ömürlü olmasıyla bilinir. İnce ve mızrak biçiminde dalları vardır. Hoş kokulu yapısı nedeniyle parfümeride ve tütsü üretiminde yaygın olarak kullanılır. Tesbih yapımında ise tohumu kullanılan malzemenin, sakinleştirici kokusu özel tercih sebebidir. 

    Sandal Ağacının Bulunduğu Yerler
    Sandal ağacının anavatanı Hindistan yarımadası, Avustralya ve doğu Endonezya'dır. Günümüzde ise Çin, Sri Lanka, Filipinler gibi çeşitli ülkelerin ormanlarına yayılmıştır.

    Yılan Ağacı

    Resim
     
    İngilizce’de ‘Snakewood’ olarak bilinen bu ağaç türü, adını yılan derisi biçimindeki deseninden alır. Sert ve dayanıklı yapıdadır. Bunun yanında kurutulması en güç ağaçlardan biri olarak bilinir. 

    Yılan Ağacının Özellikleri
    İlk kesildiğinde kırmızımsı bir renktedir. Hava ile temas ettikçe rengi kahverendi tonlara dönüşür. Sert yapısı nedeniyle kesilmesi ve delinmesi çalışılması zor bir malzemedir. Çok iyi cila tutar. Odunu tatsız ve damarları düz olan ağacın bulunmas, işlenmesi zor ve zahmetli olduğundan, bu malzemeden yapılan tesbihler de nadir bulunur ve çok kıymetlidir. 


    Yılan Ağacının Bulunduğu Yerler
    Güney Afrika, Fransız Guyanası ve Amazon ormanlarında yetişir. 

    Zeytin Ağacı

    Resim
     
    Akdeniz iklimine özgü,  Nisan-Mayıs aylarında yeşilimsi-beyaz çiçekler açan, 5-15 m yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen uzun ömürlü ağaç türüdür. 700-2000 yıl kadar yaşayabilirler. Yenilebilen meyveleri, hem beslenmede hem de çok değerli olan yağ üretiminde kullanılır.  

    Zeytin Ağacının Özellikleri
    Odunu çürümeye karşı son derece dayanıklı olan zeytin, dayanıklılığın sembolüdür. Bu ağaçtan elde edilmiş süs eşyaları ya da tesbihler de bu yönleriyle çok değerlidir. Sert ve sık dokulu bir ahşaptır. Kendine has bir kokusu vardır. Bunun yanında tesbih yapımında zeytin çekirdeği de kullanılır. 

    Zeytin Ağacının Bulunduğu Yerler 
    İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Suriye, Tunus, Fas, Mısır, Cezayir, Portekiz ve Lübnan, zeytin ağacının yaygın olarak bulunduğu ülkeledir.

    Hayvansal Tesbihler

    şlenebilen özellikte her türlü malzemeden yapılabilen tesbihlerde, eskiden bu yana yaygın olarak kullanılan malzemelerden biri de hayvanlardan elde edilenlerdir. Çeşitli hayvanlara özgü belli uzuvlardan sağlanan bu malzemeler yaygın olarak, boynuz, diş ve kabuk olarak sıralanabilir. Daha kendine has özellikleri olan malzemeler ise inci ve mercandır.

    Tesbih yapımında hayvanlardan elde edilerek kullanılan malzemeler için hiçbir hayvana zarar verilmez. Malzemeler, ömrünü doğal yollarla tamamlamış hayvanlardan sağlanır. Bir canlıya zarar vererek malzeme elde edilmesi, tesbih yapımının manevi değerine zarar veren bir unsur olarak kabul edilir.

    Malzemenin bir canlıdan elde edilmesi ve ona tesbih ustası tarafından incelikle işlenerek yeniden hayat verilmesiyle, canlılık özelliğinin devam ettiğine inanılır. Bu da hayvansal ürünlerden yapılmış tesbihlere özel bir anlam verir.

    Bu grup içerisinde yer alan tesbihler şöyledir:

    Bağa (Kaplumbağa)

    Balina Dişi 

    BoynuzGergedan Boynuzu Tesbih

                  Bufalo Boynuzu Tesbih

                  Koç Boynuzu Tesbih

                  Manda Boynuzu Tesbih

    Deve Kemiği 

    Fildişi: Fildişi Tesbih

          Mamut Dişi Tesbih

          Mors Dişi Tesbih

          Su Gergedanı Dişi Tesbih

          Hipopotamus Dişi Tesbih

          Kanada Geyiği Dişi Tesbih 

    İnci 

    Mercan

    Tesbih yapımında hayvanlardan elde edilerek kullanılan malzemeler için hiçbir hayvana zarar verilmez. Malzemeler, ömrünü doğal yollarla tamamlamış hayvanlardan sağlanır. Bir canlıya zarar vererek malzeme elde edilmesi, tesbih yapımının manevi değerine zarar veren bir unsur olarak kabul edilir.

    Malzemenin bir canlıdan elde edilmesi ve ona tesbih ustası tarafından incelikle işlenerek yeniden hayat verilmesiyle, canlılık özelliğinin devam ettiğine inanılır. Bu da hayvansal ürünlerden yapılmış tesbihlere özel bir anlam verir.

    Bu grup içerisinde yer alan tesbihler şöyledir:

    Bağa (Kaplumbağa)

    Balina Dişi 

    BoynuzGergedan Boynuzu Tesbih

                  Bufalo Boynuzu Tesbih

                  Koç Boynuzu Tesbih

                  Manda Boynuzu Tesbih

    Deve Kemiği 

    Fildişi: Fildişi Tesbih

          Mamut Dişi Tesbih

          Mors Dişi Tesbih

          Su Gergedanı Dişi Tesbih

          Hipopotamus Dişi Tesbih

          Kanada Geyiği Dişi Tesbih 

    İnci 

    Mercan


    Geçmişten Bugüne Tesbih Sanatı

    Resim
     
    Genel olarak ibadetin bir parçası olarak görülen ve çok kıymetli maddelerden yapılan tesbihler 33'lük ve 99'luk dizileriyle aynı zamanda bir sanat dalı olarak gelişmiştir. İlk bakışta "boncukların yan yana dizilmesi” olarak görünen tesbih yapımı, günler hatta haftalar alabilen ve onu yapan ustanın yoğun emek gücüne dayanan incelikli bir işçilik gerektiren bir sanat alanıdır.

    Osmanlı Devleti döneminde, hemen hemen tüm el sanatlarında belirgin olan dini çizgi, tesbih sanatında da kendisini gösterir. Ebru, Hat Sanatı gibi el sanatlarının ardından bu çizginin öne çıktığı sanat, tesbihçiliktir. Osmanlı’da ilk tesbihlerin hangi ustalar tarafından ve ne zaman işlendiği hakkında kesin bir bilgi yoktur. Arşivlerde, tesbih ile ilgili net bilgiler 16. yüzyılın sonlarını işaret etmektedir. 

    Eser-i İstanbul
    Tesbih sanatı, Osmanlı Devleti döneminde ve özellikle 19. yüzyılda verilen eserlerle zirveye ulaşmıştır. Özellikle bu yıllarda İstanbul’da yapılan tesbihler, dünya çapında ün kazanmış; Osmanlı ustalarının yaptığı tesbihler Hac zamanı Hicaz’a götürülüp hediye olarak dağıtılıp satılmıştır. "Eser-i İstanbul” olarak ünlenen bu tesbihlerin ticaretini yapmak için dünyanın çeşitli yerlerinden Kapalıçarşı’ya çok sayıda tüccarın geldiği de bilinmektedir. 

    Bu tarihlerin, tesbih sanatının en parlak yıllarına işaret etmesinin ardında, şüphesiz dönemin sanat ahlakı ve anlayışı büyük öneme sahiptir. Zira bu dönemde, herhangi bir ustanın elinden çıkmış bir model, onun imzası olarak kabul edilir; hiçbir usta diğerinin modelini yapmazdı. Her ustanın büyük bir incelikle ortaya çıkardığı eser, bu anlayış çerçevesinde "biricik” olma özelliğini de doğal olarak gösteriyordu. Bunun yanında, "tesbih elde sallanmaz, onunla meşk edilir. Tesbih çekilirken ona verilen emeğe saygı gösterilir” düşüncesi de tesbih sanatının önemi ve saygınlığını ortaya koyan anlayışlardan biridir.   

    19. yüzyılda yüzlerce atölyenin ve tesbih ustasının olduğu, üretilen modellerin "Eser-i İstanbul" olarak adlandırıldığı tespihlere ilgi, 20. yüzyıl ile birlikte giderek düştü.  Cumhuriyet dönemi ile birlikte ise tesbih atölyeleri ve imalathaneler, hızla kapanmaya başladı. 

    Ancak 1970’li yıllara gelindiğinde tesbih merakının yavaş yavaş yeniden artmasıyla imalathane ve dükkanlar da tekrar kapılarını açtı. Günümüzde ise İstanbul ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde imal edilen tespihler, başta Kapalıçarşı’daki dükkânlar olmak üzere birçok yerde bulunabiliyor. 

    Tüm bunların yanında, üretime bilgisayar teknolojisinin dahil edilmesi, eski teşbihlerin birebir kopya edilmesi ve özgün yeni eserler üretilememesi sorununu da beraberinde getiriyor. Bu durum da tesbih sanatını olumsuz etkiliyor. Ancak buna rağmen, hem tesbihe gönül verenler hem de koleksiyonerler, elde çekilmiş eserlere rağbet gösteriyor.

    Tesbih Ustaları

    Bir tesbihin değerinin belirlenmesinde şüphesiz en önemli unsurlardan biri olan usta imzası, uzun yıllar gözden düşen tesbih sanatının şimdilerde yeniden revaçta olan en önemli özelliklerinden biri. Özellikle koleksiyonerler için zaman zaman zaman paha biçilemez değerlere ulaşan usta imzası, genellikle tesbihlerin imamelerindeki incelikli işlemelerde karşımıza çıkıyor. Ustaların el emeği göz nuru ile yapımı günler hatta haftalar süren tesbihler, daha da kıymetleniyor. 

    1890 ve 1970’li yılları kapsayan Osmanlı döneminde zarafet ve estetik olarak zirveye ulaşan tesbih sanatında, ilk tespihlerin hangi ustalar tarafından yapılıp kullanılmaya başlandığı kesin olarak bilinmiyor. Günümüze kadar ulaşan ve koleksiyonerlerin de gözdesi olan tespihlerin ilk ustalarının ise, 19. yüzyıl başlarında ve II. Mahmut döneminde yetiştikleri biliniyor. 

    O dönemde İstanbul Kapalıçarşı çevresinde 300’den fazla tesbih ustasının olduğu rivayet edilmekte. Açılan yüzlerce tespih atölyesinde yetişen sanatkârlardan en ünlüleri şöyle sıralanıyor:
    • Mevlanakapılı Mahmut Usta
    • Tophaneli Sadık Usta
    • Sultan Abdülmecit devrinde ilk defa amber üzerine çalışan Topuz Usta
    • İmamesi halkalı tespihleriyle ünlü Beşiktaşlı Sağır Rıfat Usta
    • Horozun Salih Usta
    • Kalafatçı Hasan Usta
    • Yalnız kehribar üzerine çalışan iki kardeş Süslü Mustafa ile Palabıyık Hayri Ustalar
    • Eyüplü Deli Tâhir usta
    • Yamalı Nûrî Usta
    • Kehribarcıbaşı Ali usta 
    • Tophaneli İsmet Usta
    • Balatlı Nûrî Usta
    • Fildişici Burhan Usta
    • Mevlanakapılı Mehmet Usta
    • Beylerbeyli Galip Usta
    • Topuzun Halîl usta
    • Kalemdar Hayri Usta
    • Tophâneli İsmet usta

    Genellikle babadan oğula geçen bu incelikli sanat alanında yakın tarihlerde eserler vermiş ustalardan bir kısmı ise şöyle:

    Elazığlı Yusuf Usta, oğlu İbrahim Özgen Usta, Erzurumlu Bünyamin ve Emin Ustalar, Gazi Osman Paşa'da Hüseyin Çelik Usta, Erzurumlu Cem Bülbül Usta, İznikli Abdullah Öner Usta, Zekai Usta, Feyzullah ve İmdat Usta'lar,Akgerdan Mehmet Cemil Usta, Mustafa-Abdullah-Ragıp Öner Ustalar, Bülent Dölen Usta, Bahri ve oğlu Levent Bülbül, İhsan ve oğulları Cem ve Sinan Bülbül, Lütfü Bülbül Ustalar, Vural ve Aziz Acar Ustalar, Müştak Sakal Usta, Edirnekapılı Yaşar Evci Usta, Ahmet Düzgünman, Alpaslan Babaoğlu, Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu ve Nurettin Küçükokka ve adını sayamadığımız diğer ustalar

    Tesbih Nasıl Yapılır:Tesbihin yapılacağı madde önce testereyle uygun ende çubuklar halinde kesiliyor. Bu çubuklar istenilen tane boyuna göre bölünüyor. Tornada "çarkuşane" denilen aletle, dakikada 3500 devirde döndürülürken tam ortadan deliniyor. Kalıba geçirilen tane yani "habb" sol elle ileri-geri döndürülürken, sağ eldeki ardayla da yontuluyor ve rendeyle istenilen biçime sokuluyor. Tanelerin hepsinin aynı boyda olması sağlanıyor.

    Sonra malafadan sökülmeden kaol ile cilalanıyor. Kaol, aktarlarda satılan bir parlatma solüsyonu...

    Eski ustaların kol kotalarla cila yaptıkları ve tanenin deliğini dahi cilalattıkları biliniyor. Sonra "tahril" denilen bir ip üzerine parçalar diziliyor… 

    Tesbih ustaları 1965 yılından bu yana yavaş yavaş çağa uyarak elektrikli tornalara geçmiş… Hatta bilgisayarlı torna kullananlar da varmış. Şu anda çıkrık kemane ile tesbih çeken bir usta bilinmiyor. Çeken ustalar çektikleri tesbihlere kendi üsluplarıyla imzalarını atmışlar… Ağaç tesbihlerde ise imame, ustanın imzası yerine geçiyor. İmamenin çekilişinden ustanın kim olduğu anlaşılıyor. 

    Osmanlı döneminde bir sanat ve ustalık işine dönüşen tesbih yapımı, mahir tesbih ustalarının "kemane" adı verilen tornalarında gerçekleşmiştir. Elle veya ayakla çalışan kemaneler ve ona eşlik eden el matkapları günümüzde artık kullanılmıyor. Değişen koşullarla birlikte tesbihler de "çekim" adı verilen modern yöntemlerle yapılır hale geliyor. 

    Önce tesbih taneleri yapılıyor

    Tesbih yapımında ilk olarak kullanılan madde, kalınlığı en fazla bir milimetre olan testere aracılığıyla kare ya da dikdörtgen parçalara bölünüyor. Kesilen parçalar parmaklar arasında tutularak dönen bir zımparada kendi eksenleri etrafında sürülerek silindir ve yuvarlak biçimlere dönüştürülüyor. Ustalarının "yuvarlama" dediği bu işlemin ardından taneler, bir tona aynasına takılıyor ve "delme" işlemine geçiliyor. Torna aynasında taneler, dakikada 3 bin 500 devirde dönerken puntodan yaklaştırılan 0.7 milimetre çapındaki matkapla deliniyor (Tane büyüklüğüne göre bu çap artırılabiliyor ya da düşürülebiliyor). 

    Tesbih yapımının can alıcı noktası

    Tesbih yapımının en can alıcı safhası ise bu noktada başlıyor yani tornada işleme safhası. Bu aşamada, tornanın aynasına sıkıştırılan bir çelik çubuk, eğe yardımıyla beş köşeli konik malafa şekline getiriliyor. Torna aynası dönerken bu malafanın, yalpasız, salgısız ve adeta "dönmez" gibi görünmesi ise hayati önem taşıyor. Zira malafa salgılı döner; tane, tam deliği merkez alacak şekilde işlenemez ise ipe dizildiğinde "sarhoş" diye tabir edilen şekilde kaçık duracaktır. 

    Ardından, malafa üzerinde sıkışmış halde dönen taneye, hava çeliğinden düz uçlu bıçaklarla şekil veriliyor. Sabitleştirilmiş ölçüdeki bir kumpasla sık sık boy kontrolü yapılırken, serbest ölçüdeki bir kumpasla da çap ölçümü yapılıyor. Böylece taneler arasında sıfır hata olması sağlanıyor. 

    Tesbih çekmenin her aşaması incelikli

    İstenilen ölçüye getirilen taneler, duraklar, imame ve tepelik; malafadan sökülmeden önce üzerine parlatıcı dökülmüş yumuşak tüysüz bir bezle cilalandıktan sonra kendine uyan renkteki ipe diziliyor.

    Tesbih dizim safhası da ince bir işçilik gerektiriyor. Tesbih ipinin iki ucunun sarmal şekilde buruluşu, uçlarının bal mumlanışı, imamenin altındaki ve üstündeki düğümlerin atılışı da ustasının maharetiyle tamamlanıyor. Aynı zamanda tesbih yapma işine, çoğumuzun elde tek tek tane çekmek olarak bildiği isim verilerek tesbih çekmek deniyor. 

    Bu arada belirtmeliyiz ki, tesbihlerin en güzelleri de yine İstanbul'da yapılırmış. İslam ülkelerinden zengin meraklılar yüzyıllar boyunca en güzel tesbihleri hep İstanbullu ustalardan edinmişler. 

    Lokman Usta'nın dediğine göre günümüzde tesbih koleksiyonu yapanlar da gün geçtikçe artıyor. Tesbihin neden yapıldığı, imamesinin orijinalliği, tanelerin muntazamlığı, ipe dizilişindeki renk uyumu tesbihin maddi manadaki değerini arttıran özellikler. Allah'ı anarken insanın elindeki aracın doğal maddelerden oluşması ona ayrı bir lezzet de katıyor. Pek çok madenin insana değdiğinde olumlu etkileri olduğunu biliniyor. 

    Neticede her iki anlamda da "tesbih çekmek" insanı bulunduğu boyuttan çok daha ötelere götürüyor. İnsana diyor ki, "Nerede olursanız olun kalbinizin tesbihini yanınızda götürün. Yüce olan tek yaratıcıyı her an anın. Huzur bulun, huzurla kalın."

    İdeal Tesbih Nasıl Olmalı?Her ne kadar üzerinde uzlaşılmış genel geçer kurallar olmasa bile bir tesbihin "iyi" olarak tanımlanabilmesi için taşıması gereken belli başlı özellikler olduğunu söylemek mümkün. Malzemesinden, tanelerin şekillerine, yapan ustasından özel işlemelerine kadar her aşamasında özenle üretilen tesbih, tüm bu aşamalar sonucu kazandığı özelliklerle değerlendiriliyor. Bilhassa bu işe gönül vermiş tesbih meraklılarının ve tesbih koleksiyonerleri ideal bir tesbihte pek çok özellik arıyor. 


    Yaygın olarak iyi bir tesbihte olmazsa olmaz denilen özellikler ise kısaca şöyle sıralanıyor:

      • Tesbihin yapıldığı maddenin kıymetine, yapılışındaki güçlüğe ve ustanın sanatına göre kıymeti artar.
      • Tesbihin taneleri aynı büyüklükte ve aynı şekilde olmalıdır. Tanelerde bir kaçıklık olmamalıdır.
      • Tanelerin delikleri mümkün olduğunca ince ve konik olmalıdır.
      • Bir tesbihte olması gereken nişane, imame, tepelik kamçı gibi bölümlerin eksiksiz olarak tesbihte yer alması gerekir.
      • Tesbihin çok iyi cilalanmış olması, üzerinde torna veya zımpara izi kalmamış olması gerekir.
      • Tanenin boyutlarıyla imame ve kamçıdaki diğer unsurlar arasında zarif bir estetik, uyum ve tamamlayıcılık olmalıdır.
      • İmame yukarıdan tutularak bakıldığında taneler, her iki yanda muntazam bir sütun halinde durmalı, sağa sola eğrilen ve zikzaklı bir görünüm olmamalıdır.
      • Şeffaf taneli tesbihlerde, tanelerin dizilişinde ton uyumuna dikkat edilmelidir.
      Tüm bu değerlendirmeyi yapabilmek için ise öncelikle malzemeyi tanımak gerekir. İkincisi, tesbihin biçimlerini ve ortaya çıkış sürecini bilmek, yani biraz olsun bu işe gönül vermek gerekir. Gönül vermek demişken, bu işe gönül veren, incelikli bir ustalıkla tesbihi hayata geçiren ustaları da tanımak gerekir

      Tesbih ve Koleksiyonculuk

      Sanatın her dalında olduğu gibi, tesbih sanatında da bu işle çok yakından ilgilenen, verilen eserlerin sıkı takip eden ve özenle yapılmış nadide eserleri toplamaktan, kendi tesbih arşivine sahip olmaktan zevk duyan koleksiyonerler bulunuyor. Tesbihin yapımında kullanılan malzemeden, tesbihi işleyen ustaya ve tesbih bütünlüğünün sahip olduğu zarafete kadar çeşitli özellikleri ile öne çıkan tesbihler, ustasının el emeği ve kullanılan malzeme ölçüsünde değerleniyor. Bu nedenle, büyük emek verilerek günler süren eş işçiliği ile yapılmış ve nadir bulunan malzemelerden işlenmiş tesbihler, koleksiyonlarda her daim yer bulabiliyor.  

      Her şey babadan kalma bir tesbihle başlıyor
      Hem bir sanat eseri hem de kıymetli bir aksesuar olarak özel koleksiyonerlerini yaratan tesbih, insanlık tarihindeki köklü geçmişinin en parlak günlerini Osmanlı Devleti döneminde yaşıyor. Bu anlamda, en özel eserler de yine bu dönemin tesbih ustalarının tezgahlarından çıkıyor. Dolayısıyla, bu dönemde çekilmiş, Lale ve İstanbul figürlü imameler ile süslenmiş el işçiliği teşbihler, koleksiyonlarının en özel parçalarından biri olarak ilk sırayı alıyor. 

      Genel olarak "babadan kalma” ya da "hediye gelen” bir tesbihle ve sadece "hobi” olarak başlayıp yüzlerce başka esere uzanan bu tutku, her şey önce bu işe merak salmakla başlıyor. Ardından tesbih yapılan malzemeleri tanıma, ustaları ve tarzlarını öğrenmekle gelişiyor. Yani koleksiyonlar, sadece değerli olana değer biçip tesbih sayısını artırmakla oluşmuyor. Uzun yıllar süren bir bilgilenme ve uzmanlaşma süreci gerekiyor. Yıllar içerisinde kazanılan deneyim, teşbihleri ayırt etmeyi, eseri değerlendirme becerisi ve koleksiyona katmak sürecini de beraberinde getiriyor. Köklü bir geçmişe sahip tesbih alanında uzmanlaşma süreci de koleksiyonerlikle birlikte devam ediyor. 

      Tesbih koleksiyonerlerinin ziyaret noktaları
      Tesbih sanatının bir dönem en şaşalı günlerini yaşadığı Kapalıçarşı, koleksiyoncuların en önemli ziyaret noktalarından biri. Bir de Beyazıt’taki Çınaraltı. Ancak elbette adresler bununla sınırlı değil. Zira Türkiye’nin dört bir yanında eserler üreten tesbih ustaları var. Zaten tesbih koleksiyonculuğunun yolu da asıl bu ustalarından izini sürmekten geçiyor. Kendine has uslubu ve modelleriyle bilinen ustaların el yapımı eserleri, zaman zaman oldukça yüksek rakamlarla alıcı buluyor ve koleksiyonlara dahil ediliyor. Tüm bunların yanında tesbihin değeri ustasından o kadar etkileniyor ki; ustası vefat eden eserler birden bire beş-on kat değerleniyor. 

      Türkiye’de, koleksiyonerleri ağırlayan önemli ziyaret noktaları arasında, tarihi İpek Yolu üzerinde, Kütahya’da bir bedesten’de kurulan "Tesbih Borsası”, Kayseri, Şanlıurfa Gümrük Hanı, Konya gibi merkezler yer alıyor. 

      Tesbihin malzemesi açısından bakıldığında ise mercandan yapılmış olanların yanı sıra malzemesi fildişi, safir, kehribar, bağa, mamut dişi olan eserler, koleksiyonlarda başköşeyi alıyor. 

      Sadece bir hobi olarak başlayıp adeta bir tutukuya dönüşen tesbih koleksiyonculuğu, son dönemde Türkiye’de oldukça revaçta. Öyle ki, son yıllarda sayıları hızla artan özel koleksiyonlar için sergiler düzenleniyor. Herkesin en iyi koleksiyonu yapmaya çalıştığı alanda, zaman zaman koleksiyonerler arasında takaslar da yapılıyor..

      Bir Tesbihi Değerli Kılan Unsurlar Nelerdir?

    • Materyal:Tesbihler, inci, necef, yakut, akik, ametist gibi değerli taşlar; kehribar, oltu taşı gibi fosillerin yanı sıra abanoz, ceviz ve kuka gibi ağaçların da aralarında yer aldığı birçok farklı materyalden üretilebilirler. Tüm bu materyaller arasında ise değerli taşlardan üretilen tesbihler en değerlileridir. Çünkü değerli taşlar şifa özelliklerinin yanı sıra kendilerine has renkleri, dokuları, sesleri ile olağanüstü bir güzelliktedirler. Ayrıca nadir bulunurlar ve aşırı sert olduklarından işlemeleri ustalık gerektirir. 

      Taneler ve Boyutları:Tesbihteki tanelerin ve imamenin büyüklüğü, tesbihi değerli kılan önemli bir unsurdur. Tesbihin değeri, tanelerin boyutları büyüdükçe misli misli artar. Örneğin 8 mm çapında bir tane varsayalım 8 USD değerinde iken; (rakamlar tamamen varsayımsaldır) 16 mm çapında bir tane 50 USD olabilir. Çünkü iri taneler daha nadir bulunurlar.

      Renk Uyumu:Değerli taşlardan yapılmış tesbihlerde, her bir tane; dokusu açısından diğerinden farklı ve benzersizdir. Buna karşın tesbihi bir araya getiren taneler ve imame arasında hoş bir ton uyumu olmalı, seyretmesi insana zevk vermelidir.Ses Uyumu:Tesbihin çekilmesi esnasında tanelerin birbirine çarparken çıkardıkları ses de çok önemlidir. Özellikle değerli taşlardan yapılmış tesbihlerin çekilirken çıkardıkları ses, kuş cıvıltısını andırır ve sakinleştirici özellikleri vardır. Özellikle iri taneli tesbihlerde bu ses çok daha belirgindir ve hoş bir duygu verir.İmame ve Boyutu:Tesbihin imamesinin, taneler ile aynı materyalden, renkten ve desenden olması, ayrıca iri olması tesbihin değerini misli misli arttırır. Çünkü bu büyüklükte parçayı bulmak, bu derece sert bir materyalin ortasından sicimin geçeceği dikine uzun bir delik açmak çok zordur. Genellikle bir imame yapmak için birkaç imame delinirken kırıldığı için kaybedilir. Bazen sadece imame, tesbihteki tüm tanelerden daha değerli olabilir. Bu yüzden sıradan tesbihlerde çoğunlukla gümüş vb. malzemelerden imameler kullanırlar.Orjinallik:Günümüzde gelişen teknoloji ile birçok renkli cam materyal değerli taşlara benzetilebilmektedir. Bunların maliyetleri de çok düşük olmaktadır. Buna karşın, herhangi bir şifa özelliklerinin olmaması bir yana, tanelerin rengi, dokusu ve sesleri de sıradandır.İşçilik:Temel kural olarak bir tesbihin işlenmesi ne kadar güç ise, tesbih o kadar değerlidir. Bu yüzden de son derece sert, buna karşın kırılgan oldukları için işlemesi de o derece güç olan değerli taşlar, yine yüksek değere sahiptirler. Örneğin çok yumuşak materyaller olan ve bir çakıyla bile işlenebilen oltu taşı, lüle taşı gibi materyallere karşın, sadece kendisinden daha sert yegane materyal olan elmas ile işlenebilen (aşındırılabilen, şekil verilebilen) değerli taşlardan yapılan tesbihler çok daha değerlidir. 


      İşçilikteki ikinci önemli unsur ise tanelerin tornada mı yoksa elde mi işlendiğidir. Düz yüzeyli (yani üstünde herhangi bir el işçiliği (desen, işleme vb. olmayan) küre, fıçı, silindir vb. formlardaki taneler, tornaya takılarak -görece- kolay işlenirler. Buna karşın tanelerin yüzeyine ayrıca çeşitli desenler işlenmişse (çiçek, hayvan gibi çeşitli şekiller vb.) veya taneler fasetalı olarak tabir edilen çok yüzeyli şekilde üretilmişse tesbihin değeri işlemenin detay seviyesi de göz önüne alınarak misli misli artar. Örneğin lüle taşından bir taneye desen işlemek birkaç dakika sürerken, çok sert değerli taşlara aynı deseni işlemek tek bir tane için günler sürebilir. Bu da tesbihin değerini arttırır. 

      İşçiliği değerlendirirken göz önünde tutulacak bir başka unsur da, imamesinden tutulup aşağı doğru sarkıtılan tesbihin tanelerinin ne kadar düz dizildiğidir. Yandan bakıldığında tanelerin biri dışarda, biri içerde görünüyor ise (içlerinde sarhoş tabir edilen, tam ortadan delinmemiş taneler var ise) bu görünüm tesbihin değerini işçilik açısından düşürür. Taneler ne kadar düz dizilmiş ise tesbihin işçilik açısından değeri o kadar artar.

      Sadelik:Tesbih aynı zamanda sahibinin kişiliğini yansıtır. Bu yüzden değerli bir tesbih sade ve makul olmalıdır. Nasıl ki alçak gönüllü ve tevazu sahibi bir insan, rüküş olmaz ise, değerli bir tesbih de fazla süslü olmamalıdır. Bir tesbih temelde taneler ve imameden oluşur. Toptantesbih.com.

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.